İstanbul/Kadıköy

By admin

 

Yanyalı Fehmi Lokantası

Yanya Batı Yunanistan’ın Arnavutluğa yakın kısmında Epirus Bölgesinde 470 metre yükseklikteki Pamvotida gölünün batı yakasında kurulmuş bir kent.

1913’de mübadele sonrası Yunanistan’a terk edilen Yanya kenti restorana ismini veriyor.Kadıköy Balıkçılar Pazarı girişinde uzun yıllardır faaliyet gösteren işletme Türk mutfağı ağırlıklı hizmet sunuyor.

3.kuşağa kadar Türkiye’de varlığını sürdüren restoran gerçekten oldukça az.Mutfağımızın korunmasında bu işletmeler büyük bir sorumluluk yüklenmiş durumda.Hem yemek kalitesi,hem yeni ustaların yetişmesi hemde Osmanlı Mutfağının sürdürülebilirliği için bu işletmeleri fanusa almak gerekiyor.

Bu tip restoranların açık bir zihin ve kesintisiz bir farkındalık sağlanarak bir nevi kültürel varlık sayılması,korunması elbette geniş düşünerek bu zenginliğin gelecek nesillere aktarılması önem arz ediyor.

Paça çorbası bizim.

Un ve yumurta ile terbiye edilen çorbanın paçaları her gün özel olarak seçiliyor ve temizleniyor.Sarımsak ve sirke takviyesi ile beraber özellikle Kış dönemlerinde şifa niyetine tüketiliyor.Un kremayı anımsatıyor.Lezzetli.Süzme mercimek çorbası hem taze hem de inanılmaz güzeldi.

Özbek pilavında kuzu eti,havuç,patlıcan,bezelye,dereotu ve yenibahar uyumu oldukça iyi diyebilirim.

Nane,nar,reyhan,fesleğen,marul,havuç,beyaz peynir,domates,kırmızı lahana,kırmızı biber,maruldan oluşan vitamin küpü salatası kaliteli malzemeden meydana geliyordu.Kimi lokantalar kendini nişan alan nişancılar gibi.Sürekli olarak daha kötüye doğru giderek en sonunda kendini öldürüyor.

Bu restoranın her daim gelişim gösterdiği ve daha uzun yıllar böyle devam edebileceği gözle görülüyor.Hünkarbeğendi’nin patlıcanı az olmakla beraber dana eti tercihimiz ile yediğimiz yemekten keyif alıyoruz.

Tatlı olarak peynir tatlısı ve cevizli ev baklavasını tercih ediyoruz.Peynir tatlısı ısıtılarak servis ediliyor.Keçi peyniri ile harika diyebilirim.Ev baklavasını taze bulmadığımı ifade etmeliyim.Bu lokantada şekerpare’yi mutlaka yemenizi öneririm.

Ayrıca safran ile yapılan zerdenin yanısıra ekmek kadayıfı(bir türlü sevemedim)badem tatlısı ve kadayıfta oldukça keyifli.

Netice olarak biraz pahalı bulmak beraber ülkemde giderek nesli tükenen bu tip restoranların korunması pahasına biraz fazla hesap ödemeyi doğru buluyorum.

Kemal Atatürk’ün veciz bir sözü ile yeni güzellikler peşinde olalım diyorum

Sanatkar el öpmez,eli öpülür

 

This entry was posted in Uncategorized

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *