”Peki ağaç neden bu kadar sosyal bir varlıktır? Neden , kendi türüyle gıda paylaşmak suretiyle rakiplerini besler? Sebep, insan toplulukları için geçerli olanla aynıdır çünkü birlikte çalışmanın faydaları vardır. Bir ağaç tek başına orman olamadığı gibi yine tek başına istikrarlı bir yerel iklim oluşturamaz. Rüzgara ve hava durumuna karşı korumasızdır.
Ancak birçok ağaç , hep birlikte ,aşırı sıcak ve soğuğu hafifleten bir ekosistem yaratabilir, bol miktarda su depolayabilir ve yine bol miktarda nem üretebilir. Ağaçlar bu korumalı çevrede uzun süre yaşayabilir. Bu hedefe ulaşabilmek için ,topluluk ruhu her ne pahasına olursa olsun devam ettirilmelidir.
Eğer ağaç yalnızca kendisi ile ilgilenseydi , pek çoğu ileri yaşını göremezdi. Sürekli ölümler üst bölümlerde geniş boşluklar oluşmasına sebep olur ve bunun sonucunda fırtınaların ormanın içine girerek daha fazla ağacı devirmesi kolaylaşırdı. Yaz sıcağı orman zeminine ulaşır ve onu kuruturdu.
Sonuçta ağaçların tümü bunun bedelini öderdi. Her ağaç topluluk için önemli ve mümkün olduğunca hayatta tutulmaya değerdir. Dolayısıyla hasta bireyler bile ,iyileşene kadar desteklenir ve beslenir.
Belki bir dahaki sefere roller değişip ,bugün destek olan ağaç o gün yardıma muhtaç kalacaktır”olarak anlatır P.Wohlleben.
İnsanda tıpkı ağaçlar gibi sadece kendisi ile ilgilenmez aynı zamanda topluluğun devamı için kendi canlı türünün hayatta tutulmasına yardımcı olur.
Tarsus’da kebapçı, humus ve tatlı satışı yapan işletmeler de ağırlıklı belirli bir lokasyonda yer alıyor.
Tıpkı ağaçlar gibi her birinin ayrı dokusu, tadı ,ruhu ve müziği var. Bir arada bu kadar özgün işletmenin olmasının yarattığı ahenk hakikaten takdire şayan.
Bu kez Bedii Usta’dayız. Kendisi vefat etmiş. Fakat ustalar ve oğlu işi sürdürüyor.
Kebabında erkek koyun tercih ediliyor. But ağırlıklı olmak üzere koyunun tüm kısımlarının kullanıldığı ifade edildi. Soğan ve kapya biber kebabın harcında dengeli bir şekilde yer alıyor. Ayrıca kuyruk yağı, tatlı toz biber ve tuz ekleniyor.Normalde Tarsus’da yediğimiz kebaplara nazaran daha kalın.
Porsiyon nerede ise 1.5 şeklinde. Bir miktar sulu ve pişirimde kuruluk oluşmaması adına daha ince olabilir. Form olarak olmasa da Adana’da bazı noktalarda yapılan kebaba benzer bir tat hissettiğimi söyleyebilirim.
Kuşgözü benim Tarsus’a gelme nedenlerim arasında. Fırından çıkışını beklemeyi seviyorum. Hazırlanmasında kebap için kullanılan et hamuruna ekleniyor. Birde domates. Etin hamuruna yağını salması ve sulu olması benim ilk dikkat ettiğim nokta. Taban gevrekliği ideal düzeyde. Ne çok yumuşak ne çok kıtır.
Ezme salata soğuktu. Dolaptan çıkarıldığını düşünüyorum. Bu konuda tabla kebabı kültüründen taviz verilmemeli.Servis öncesi taze olarak hazırlanması tercihimiz. Hele ki mozaiğini koruyabilen bir ilçede.
Açık ayran ve şalgamı lezzetli.
Fiyatlar; büyükşehirlerde son derece düşük kalibrede yapılan, kebap olduğuna şahit istenecek , üzerine kritik yapıldığı zaman nerede ise dayak yiyeceğiniz işletmelerin fiyatları ile kıyaslanmayacak düzeyde.
Gandhi’nin eşinin oğluna öğütlediği gibi ;eğer bir mirası yük olarak görürsen , bu yük gün geçtikçe ağırlaşır. Ama anlam ve gerçeğe giden bir yol olarak görürsen ,gittikçe hafifler.
Elimize muazzam bir mutfak kültürü ve gastronomi hazinesi var .Bunu yük olarak görmezsek önümüz açık…
Afiyet olsun
Adres:Şehitkerim 3415 Sokak.No:1 Tarsus/Mersin
This entry was posted in Uncategorized