Oscar törenlerinin yemeklerini uzun yıllardır hazırlayan Wolfgang Puck’un Türkiye bacağında olan restoranındayız.Aslına bakarsanız bu tip işletmelerin popülarite doğrultusunda Dünya üzerinde hızla yayılması gerçeğinden pek hoşlanmıyorum.Ancak ülkeye girişlerinin vizyon anlamında katkıları olabileceği görüşündeyim.
Ağırlıklı Asya,İtalyan ve Amerikan mutfağının bir karması olarak değerlendirilebilecek restoran burası.Her mevsim yenilenen bir menüsü olması ve yerel mutfağın malzemelerini de doğru bir şekilde entegre edebilme becerisi sayesinde doğru bir yolda ilerleme sağlıyorlar.
St.Regis Otel üzerinde muazzam manzarası ile yemekten elde edilen hazza çarpan etkisi yaratması bu müessesenin ayrı bir artısı.
Şef adaylarımızın bu tip restoranları mutlaka ziyaret etmeleri ve ”Mış gibi” davranmaları gerekiyor.Kusursuz bir mutfak yaratma sevdasında sıyrılmaları adına elbette. Adler’in söylediği gibi ”insanlar farklı davranmaya ve hissetmeye başladılar mı değişirler”.
Burada yapmaları gereken farklı davranış ve metotlar sergileyerek gerekli olan kazanımı bünyelerine katmaları.
Mutfağa gelirsek başlangıçta sunulan tereyağı keçi sütünden ve lezzetli.Marul arasında getirilen kızarmış filet mignon ,kişniş ,siyah fasülye ve sirke sosu ile tattığımız bir diğer başlangıç lezzetli,yaratıcı ve katmanlı.Marulun kızarınca bu entegre unsurlar ile beraber kollektif bir güzellik oluşturmasını çok beğendim.
Dana yanağı kereviz püresi ile uyumlu.Lezzet bakımından ortanın biraz üzeri.Dana yanağı pişirimi ve dinlendirilmesi konusunda biraz zamanımız olduğu görüşündeyim.
Magret Adapazarı Ördeği glaze havuç ,portakal kreması ve fırınlanmış rezene ile sunuluyor.Bu yemeği çok beğendiğimi söylemeliyim.Hem kullanılan malzeme uyumu,hem damağa konsantrasyonu olağanüstü idi.
Geniş bir şarap kavı bulunan işletmede kokteyl,pizza ve pasta çeşitleri de mevcut.Fiyatlar konumu ve lezzet düzeyi dikkate alındığında makul olarak kabul edilebilir.
Afiyet olsun
This entry was posted in Uncategorized