”Günümüzde kuşaklar arası sürekliliği yok eden tarihsel değişim ve ilerledikçe geçmişi silen bir tarihi süreç yaşanıyor. Değişimin hızı, tarihin sürekliliği anlayışını insanların hafızlarından silmiş gibi gözüküyor. Bu durum öncelikle ve özellikle genç kuşaklar için geçerli. Ancak buradan gençlerin sorumlu olduğu sonucu çıkmamalı. Çünkü asıl neden değişimin hızından çok kentleşme ile toplumun karakterinin değişmesidir. Birey, kendini kuşaklar arası sürekliliğin ve toplumun bir parçası olarak görmek yerine kendini aşırı önemseyen bir konuma geldi. Satın almanın ve hayattan zevk ve keyif almanın ibadete döndüğü bir ortamda ”şimdi ve burada ”anlayışı yaşamlara yön veriyor .Tarihçi E. Hobsbahwn’a göre geçmişte genç kuşakları yaşlı kuşaklara bağlayan mekanizmalar vardı. M.Bloch ;”Tarım toplumlarında bilgi bir kuşaktan diğerine aktarılarak devam ederdi”diyor. Ebeveynler tarlada çalışırken , büyük anne ve babalar çocuklara bakar ve onlarla konuşurdu. Böylece çocuklar kendi tarihlerinin tanığı olurlardı. Bu durum günümüzde birçok nedenle paramparça oldu. Bunun sonucunda genç kuşaklar geçmişi önemli görmüyor ve gençlerin bildiği tek geçmiş kendi kişisel geçmişleri oluyor. Dünya nüfusunun giderek yaşlandığı ve çalışma hayatının uzadığı göz önüne alındığında yönetim kademelerinde ağırlığın gençlere geçmesi yerindedir ve gereklidir. Ancak gençlerin yanlarında geçmiş deneyimlerinden yararlanabilecekleri ve danışabilecekleri olgun insanları bulundurarak sinerji yaratmaları performanslarını yükseltir. B.Davis’in dediği gibi ”Yaşlanmak korkaklara göre birşey değildir”ve unutmamak gerekir ki, güzellikle yaşlanmayan utançla yaşlanır.”şeklinde köşesinde aktarıyor Acar Baltaş hoca.
Üçüncü kuşak işletme 7 Mehmet. Kendi tarihinin tanığı olan ,geçmiş deneyimleri hafızasında güçlü bir şekilde tutmayı başarıp sinerjiyi sağlayan bir kuruluş. İyi bir vitrin ülkemiz yönünden. Belirli bir standart var.
Denizin bitiminde başlayan falezlerin üzerine kurulmuş bir masa gibi; nemli bir Antalya akşamında rüzgara hasret fakat muazzam manzarası olan bir restoran burası.
Menüyü gözden geçirdikten sonra yemeğimize hibeş ile başlıyoruz. Sarımsak, kimyon ,kırmızı toz biber ve tahin ile hazırlanıyor. Acı ve sarımsağı bol. Kimyonu bastırıyor. Müthiş bir iştah açıcı.
Taze otlu kuru cacık çilekli. Çileğin tatlılığı, cacığın çok hafif ekşimsi tadı ile damağımızda hoş bir rayiha bıraktı.
7 Mehmet Usulü çoban salata lezzetli. Tarım diyarında faaliyet gösterilmesi ve iyi üreticilerden ürün tedarik ediliyor olmasında da etkisi ile domates dahil tüm malzemeleri birinci sınıf ve taze. Soğan baskın değil. Nar ekşisi görece daha akışkan.
Bamya kızartması çıtır çıtır. İyi bir patates kızartması gibi adeta soluksuz tüketilebilir. Masada olması gerektiğini düşündüğüm bir eşlikçi.
Dana pirzolası yumuşak. Hem et hem de pilavın yağı ile beraber yoğun bir tat dokusu oluşmuş. Bir miktar yağ seviyesi düşürülebilir.
Oğlak köfteyi mevsimi olmamasına rağmen talep ediyoruz. Neyse ki az da olsa mevcut. Dönemi olmaması sebebi ile doğal olarak yağı az. Nisan döneminde bir kez daha deneme niyetindeyim.
Ana yemeklerimiz sonrasında 1937 yılından bu yana aynı tarif ile yapıldığı bilinen kabak tatlısı; rendelenmiş ceviz,muazzam çifte kavrulmuş bir tahin ve hakiki manda kaymağı ile sunuluyor. Bu tatlıyı evde de yapabilirim diye düşünebiliyor insan. Ancak bu malzemeleri teker teker temin edip defalarca kez yapımı tekrar edilse dahi bu seviyede olabileceğini düşünmüyorum.
Hibeş ve kabak tatlısını özellikle ayrı tutmak isterim. Özgün ve etkileyici bulduklarım bu tatlar.
Şarap kavı geniş. Kalan yemeklerin geri dönüşeme kazandırılıyor olması ve servis elemanlarının genel bilgi seviyesi olumlu gördüğüm diğer hususlar.
Fiyatlar çok yüksek değil.
Birçok işletmenin kapanıp bir o kadar yeni işletmenin açıldığı sektörde üç kuşak var olma becerisini gösteren Yedi Mehmet olmayacak işlerin peşinden koşmamış belli ki. Kuşaklar boyu belirli bir disiplin ile çok çalışılarak ve lokal tatları muhafaza ederek bugünlere ulaşmış.
Olmayacak işleri bırakmak , fazla odaklanmamak gerekiyor.
Seneca; yaşamın kısa olmadığını ,olayların rüzgarına veya kötü alışkanlıklara kapılanların ,yaşamaktan korkanların ve geçmişe takılanların onu kısalttığını ifade ediyor.
İşletmelerde tıpkı insanlar gibi hareket etmeyi öğrendiğinde uzun ve sağlıklı yaşıyor, neslini koruyor ve pek tabi geliştiriyor.
Yedi Mehmet gibi…
Afiyet olsun
Adres:Meltem Mahallesi.Atatürk Kültür Parkı.Dumlupınar Bulvarı.Muratpaşa-Antalya
This entry was posted in Uncategorized