Bir zamanlar bir mıknatıs vardı.Bu mıknatısın yanıbaşında çelik eğe talaşları yaşardı.Bir gün üç-dört eğe talaşı mıknatısın ziyaretine gitmek için ani bir istek duydu ve bunun ne kadar güzel bir şey olacağı üzerine konuşmaya başladılar.Yakınlarındaki diğer eğe talaşları da onların konuşmalarına kulak misafiri oldular ve onlar da aynı arzunun çekiciliğine kapıldılar.Onlara başkaları katıldı ve..
Sonunda bütün eğe talaşları bu konuyu tartışmaya başladılar.Başlangıçtaki belirsiz istek yavaş yavaş itici nedene dönüşmüştü:’Neden hemen gitmiyoruz?’dedi bir kısmı;ama diğerleri ertesi güne dek beklemenin daha iyi olacağını düşünüyorlardı.
Oysa zaten bilmedikleri bir zamandan beri, görünüşte onlarla hiç ilgilenmeyen ve tamamen hareketsiz duran mıknatısına doğru iradelerinin dışında çekilip duruyorlardı ama onlar bunun farkında olmadan, komşularına gittikçe daha fazla yakınlaşarak tartışmalarını sürdürdüler; konuştukça gitme özlemleri büyüdü. Bazıları mıknatısı ziyaret etmenin ödevleri olduğunu ve aslında bunu çok daha önce yapmış olmaları gerektiğini dile getirdi. Sonunda sabırsızlar ağır bastı ve tüm grup ‘beklemenin anlamı yok. Bugün gideceğiz.’diye bağırarak tek bir kararlı vücut halinde azametle yürümeye başladı.
Göz açıp kapayıncaya kadar her yandan mıknatısa yapıştılar.İşte o zaman mıknatıs gülümsedi.
Oscar Wilde ‘ın bu hikayesi;özgür bir iradenin yanılsama olduğunu kaderin gerçek ve kaçınılmaz olduğunu vurgular.
Kreatif ve özgün bir şef olan Can Aras’ın mıknatısına çekildiğimizi söyleyebilirim. Alaçatı’da faaliyet gösteren Nefes Otel bünyesinde yer alan restoranın şefi olarak kendisini(15/Eylül/2020 itibari ile görevini bırakacağını aktarmıştı.İnstegram hesabından güncel durumu takip edilebilir)tanıma şansı yakaladık.
Gerçekten hoş ve zarif bir otel olan Nefes Otel; Alaçatı’nın değişen eğlence yapısına uzak kaliteli bir akşam yemeği yiyebileceğiniz bir ortamı içerisinde barındırıyor.
Öncelikli olarak başlangıçlardan; kabak güzellemeden bahsetmek istiyorum.Limon,portakal,eser miktarda dereotu,kişniş,maydonoz,mayonez,zeytinyağı,tuz ve şeker yanı sıra eser miktarda badem ile hazırlanmış.Çok ferah bir tat.Limon sosunun yoğunluğu rahatsız etmiyor.Mayonez ile yoğunlaştırılmış fakat akışkan.
Köz patlıcan mücveri;köz patlıcan kabuğu,sirke,krema ve sumak ile yapılıyor.Un,yumurta ve ezine peyniri de harcında mevcut.Worcestershire çeşnisi de(fermante edilen bir sıvı çeşni) ekleniyor.Kendi hazırladıkları yanık yoğurt ile sunumu hoş.Hakikaten umami bir tat.Doyurucu da bir aperatif.
Humus yapımında;nohuta ilave olarak limon tuzu, kişniş , maydanoz, antep fıstığı kullanılmış.Lezzeti katmanlı.
Karides gambas;karides kabuğundan çorba yada sos (Fransızların ”bisque”dediği),domates,portakal ile deglase ediliyor.Hoş ve damağınızı zorlamayan bir dokusu var.
Kokoreç; domates suyu nişasta ile bağlanıyor. Deri haline geldikten sonra kızartılıyor.60 derecede pişirilen konfit domates salımı güzel. Altında mütebbel yani Lübnan kökenli;közlenmiş patlıcan ,tahin ve yoğurt bulunuyor. Kokoreç İzmir ilinde faaliyet gösteren Baki ustadan temin ediliyor. Sıradışı bir lezzet. Beğendiğim esas nokta bütününün uyumu.
Dana pöç;tandır usulü pişiriliyor. İçeriğinde yoğurt kıtırı, tütsülenmiş kaysı püresi, sebze ve şarap ile hazırlanan kemik suyu var. Yemeğin dengesi ve lezzeti çok iyi. Kesilirken dağılan dana pöçü tek kusuru biraz daha sıcak olabilirdi.
Son olarak tatlı siparişimiz; Sophie ismi verilen tatlı çok hoş. Krembel ,tozlu pancar ,portakal köpüğü, tarçın kırıntısı ve badem granola barındırıyor. Özellikle granola yeme isteği yaratıyor. Keyifli bir final oldu bizler için.
Yaşam öğrendiklerimiz ile limitli halde. Şef zamanın gücüne saygı duyup bekleyenlerden. İzleyip araştırırak uygulamış kendisini bir toprak gibi havalandırmayı başarmış.Umarım ülkemizde bu tip genç şeflerin kıymeti daha iyi algılanır ve onlarında motivasyonları devam eder.
Fiyat konusunda yediklerimize göre makul bir hesap geldiğini belirtmeliyim.
Afiyet olsun.
This entry was posted in Uncategorized