”Mavi Kan” teriminin başlangıcının 700’lü yılların başında Müslümanların İspanya’yı işgal etmesi ile başladığı söylenir. Müslümanların ülkede bazı toprakları işgal etmesi sonrasında bölgeye Müslüman İspanyası manasına gelen Endülüs ismi verilir. İspanya’nın bu kısmında yaşayan aristokratları ,Ortadoğu’nun iklim koşullarından dolayı esmer olan Araplardan farklı olduklarını kanıtlama ve atalarının Arap olmadığını ispatlamak maksadıyla , açık renkte olan tenlerinin sütbeyaz renginde kalması amacıyla güneşten korunurlar. Bu şekilde beyaz tenlerinin altında mavi damarları net olarak görünür ve ”mavi kanlar” olarak nam salarlar.
Mavinin adının bu şekilde tarih kayıtlarında geçmesi onun eşsizliğine elbette leke sürdürmez. Mavi benim açımdan öncelikle denizi çağrıştır. Özgürlüğün doğada kanıtı olan renklerin başında gelir.
Maviye ulaşmak için bazen kilometre yapmakta gerekebilir. Karaburun , kilometreleri yaptıktan sonra zahmetinizin hakkını veren bir mavi ikram eder size.
Lipsos’de mavinin kıyısında , 30 yıldan bu yana Karaburun’da faaliyette olan hoş bir işletme.
Meze ve deniz mahsulü ağırlıklı bir menüye sahip. ”Vitrin zenginliği maksadıyla” lezzetsiz ve sadece görüntü sunan, sıradan işletmelere örnek olarak gösterebileceğiniz özgün ve keyifli bir işletme.
Öncelikli olarak deniz mahsullü muska böreği sipariş ediyoruz. İçerisinde kalamar, karides, ahtapot, sübye ve kerevit bulunan nefis bir başlangıç.
Domates mücveri içerisinde pazı sapı ve sanırım yeşil domateste bulunuyor. Kızartılırken sıcaklığı doğru ayarlanmış. Dengeli pişirilmiş. Bazı yerlerde rastladığım şekilde yüksek ateşte pişirilip içi çiğ kalmamış.
Fener balığından hardallı ezme. Hardal baskın bir tat olmasına rağmen önde değil. Kapari yakışmış.Kullanılan malzemeler güzel dengelenmiş.
Tarama benim en çok aradığım ve iyisini de bulmakta zorlandığım bir meze. Topan kefalinden sadece mevsiminde hazırlanan çok az miktarda sarımsak ve soğan kullanılan tarama gerçekten çok iyi. Akışkanlığı kararında. Yumurtaların ustalıkla temizlendiği aşikar.
Közlenmiş biber, soğan ve patlıcan ile hazırlanan Rum mezesi de lezzetli. Pazı, badem ve yoğurtla hazırlanan matbazel’de basit ve leziz.
Keçi peyniri tadı çok keskin değil. Tuzu orantılı.
Karidesi taze. Kırmızı biber eklenmiş. Kendi adıma daha yalın halini tercih ediyorum
Ahtapot yumuşaklığı dengeli. Lastik gibi değil .Kullanılan zeytinyağının oranı dengeli.
Kalamar rengini almış. Kıvamında ve iyi bir yağda kızartılmış.
Mevsiminde sardalya yağlı ve taze. İçerisi sulu idi.
Tatlılardan limonlu lor pastası ve sakızlı incir tatlısını tercih ettik.
Limonlu lor pastasında lor tadı baskın. Güzel ve mayhoş limon tadı ile uyumlu. Sakızlı incir tatlısı için bile yolunuzu düşürebilirsiniz.
Mevsimine uygun ve taze malzeme kullanımı, özgün lezzet alternatiflerini barından işletmede fiyatlar kabul edilebilir düzeyde.
”Özgürlük ne bir hak ne de bir koşuldur; o sadece bir ödüldür. O en yüce ödüldür ve mutluluğun en üretken halidir. Günlük yaşamda bir manzara için güneş neyse odur. Özgürlüğü elde edemeyen insan hayatın tüm derin ve sonsuz hazlarını kaçırır. ”der J.Payot.
Lipsos restoran özgürlüğünü kazanmış bir işletme.
Umarım böyle devam eder.
Afiyet olsun.
This entry was posted in Uncategorized