”Büyük kent insanının sık kullandığı uyuşturuculardan biri de hız. Aynı şey , telaşsız da aynı sürede yapılabilir , üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden. Ama hız , insanın içindeki boşlukla yüzleşmemesi için çağdaş normların da pekiştirdiği ve uyuşturucu nitelik kazandığında yavaşlatılması zor bir araç. ”Yaşamın amacı ölümdür ”ilkesi doğrultusunda , her anı , aslında ne olduğu da pek tanımlanmamış bir sona bir an önce ulaşmak istercesine yaşamak. Ölçülen zamanın egemenliği , benliğimize mal ettiğimiz , çalar saatlerden ötürü ilk bakışta bize baş edilemez görünebilir. Ancak yaşantılarımıza dikkatle bakıldığında , pek çok şeyi , saati ayarlamış olduğumuz zaman da değil de ”eşref saati” geldiğinde gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz. Trafik ışığı kırmızıya dönüşmeden önce yetişebilmek için seferberlik durumuna geçtiğinizde ya da asansörün gelmesini bekleyemeden merdivene yöneldiğinizde kazandığınız saniyelerin neden sizden daha değerli olduğu sorusunu hiç kendiniz sordunuz mu?”şeklinde aktarır Engin Geçtan Hayat kitabında…
Bir adaya ayak bastığınız anda hız düşer , hafif bir serinlik yüzünüze değer , adımlarınız yavaşlar ,kalp ritminiz dengelenir ve yüzünüzde bir tebessüm belirir.
Bu durum ; kendinizin , kazandığınız saniyelerden daha değerli olduğunun idraki ile başlar.
Telaşın zihinde bıraktığı hezeyanları bir kenara bırakıp oraya ait bir kişi gibi davranmaya başlayınca şehir hayatında aklınıza inen entübe ortadan kalkar.
Sakız adası da bu hisleri yaşayabileceğiniz adalardan. Adanın Lagada bölgesi özellikle akşamüstü hareketlilik kazanan , restoranların yoğun olarak faaliyet gösterdiği zevk veren noktalardan.
Lagada’da Nostos adlı restoranda ada mutfağını iyi yorumlayan işletmeler arasında. Yaz döneminde kalabalığın bir miktar arttığı müessesede rezervasyonsuz yer bulabilmenin mutluluğu içerisinde denize yakın bir noktaya konumlanıyoruz.
Yunan tavernalarına göre servis elemanın fazla olduğunu gözlemliyorum. Genelde ülkemize göre sınırlı eleman ile rezervi ile hareket ediliyor. Seri bir şekilde servis açılıyor ve siparişlerimiz alınıyor.
Başlangıç olarak Yunan salatasını sipariş ediyoruz. Mevsiminde etkisi ile salata malzemesi taze. Soğan ve kırmızı biberin kıtırlığı tadı perçinliyor. Feta peyniri az-orta yağlı. Kullanılan zeytinde adadan. Yağlılığı güzel. Zeytinyağı da salataya uygun.
Kızartma peynir topları içerisinde peynir akışkan. Tuzluluğu orta seviyede. Yağını çekmeyen peynir topları günün her saati tadılabilir.
Soslu midye içinde hardal tadı keskin. İyi soğutulmuş bir ev şarabı kullanıldığını düşünüyorum. Kişniş ve limon aroması geride. Midye taze ve etli. Sosuna ekmek ile bandık.
Sübye için ayrı bir yer açmalı. Bir kere günlük olduğu bariz. Tazelik akıyor. İçi sulu .Dokusu inanılmaz iyi. Damağınızı bulutlar üzerinde uçurabilir.
Izgara ahtapot; hardal sosu ile servis ediliyor. Eser miktarda kekik ve sanırım karabiber var. Sosa dağılımı fena değil. Hardal kullanılmasa daha lezzetli olabilir. Vantuzları ile pişirilmesi tat katmanı oluşturmuş. Pamuk gibi yumuşak değil. Gerçekten güzel.
Kasap sosisi iç dolgu malzemesi bizim kaliteli sucuklara benzer bir tat veriyor. Baharat karışımı hoş. Benim gibi biraz daha yumuşak dış katman sevenleri üzebilir. Fakat tüm yüzeyleri eşite yakın pişirilmiş.
Tatlısız bir finali kendimize uygun bulduk bu seferlik.
”Yanlış bir notaya çarptığınızda , onu iyi ya da kötü yapan bir sonraki notadır.” Nostos’da şef yanlış bir notaya çarpmamaya söz vermiş sanki. Onun müziğini de iyi yapan bu durum belli ki…
Genel anlamda memnun kaldığımızı söyleyebileceğim Sakız Adasında önerebileceğim işletmelerden.
Rezervasyon gerekebilir. Fiyatlar makul düzeylerde.
Afiyet olsun
This entry was posted in Uncategorized