”Konserve 18.yy’da Fransız şef N.Appert’in kendi ev deneylerinde çorbaları , sebzeleri , reçelleri ve etleri kalın , geniş ağızlı cam şişelere sıkıştırarak şişelemesiyle başladı.Şef şişenin tepesinde bir boşluk bıraktı , içine bir mantar soktu ve hepsini kaynatmadan önce beze sardı. Bu sterilizasyon aslında , gıdanın bozulmasını önlemek için muhtemelen kavanozda bulunan tüm canlıları öldürdü ama aynı zamanda gıdanın besin içeriğini , tadını ve dokusunu da değiştirdi. Söylemeye gerek yok , henüz bilimsel bir kanıtı yoktu ve şef büyük ölçüde deneme yanılma yoluyla farklı gıdalar için uygun sterilizasyon sürelerini belirledi.1795’te Fransız hükümeti ,gıdaları korumak için yeni bir yöntem geliştirebilecek herkese 12.000 frank değerinde bir ödül vereceğini duyurdu.-Napolyon Gıda Koruma Ödülü.7 yıl savaşları sırasında Fransa ve İngiltere , denizcilerinin yarısını yetersiz beslenmeden kaybetmişlerdi ve Napolyon savaşlar’ndaki askerler veya Fransız denizciler için de durum pek iyi görünmüyordu. Tuzlanmış et , besin çeşitliliği sağlama açısından yeterli gelmiyordu. Yıllarca süren deneylerden sonra şef buluşunu 1810’da sundu ve yöntemlerini halka açık hale getirmesi koşuluyla ödül aldı. Fransa’dan bir mucit olan P.De.Girard İngiltere’nin girişimci ruhundan yararlanmaya karar verdi. Appert’in yöntemlerinin tamamen halka açık olmasından yararlanan Girard , gıdaları şişeledi ve tadına bakmaları için Kraliyet Derneğine getirdi. 1811’de , bir Fransızın İngiltere’de patent sahibi olması pek uygun olmadığından , İngiliz bir tüccar olan P.Durand adına yöntem için bir patent verildi. Patent , listelenen koruma kapları arasında teneke kutuları da içeren , Appert’in yöntemlerinin gelişmiş halini kapsıyordu. Durand , Girard’ın patentini B.Donkin adlı bir mühendise 1000 sterline sattı ve Donkin daha sonra bu fikri ticarileştirdi. Sonrasında Thames Nehri kenarında bir fabrika kurdu.1813 yılında ilk konserveleri görücüye çıkardı. Konserve gıdalar onu çok öven kraliyet ailesinin çeşitli üyeleri tarafından denendi. Daha sonra bu konserveler , tuzlanmış et olmayan herhangi bir şeyi yemekten şüphe duymayan İngiliz asker ve denizcilere gönderildi. 1821 yılına gelindiğinde Deniz Kuvvetleri ,İngiliz Kraliyet Donanması için yüklü miktarda konserve siparişi veriyordu. Yine de konserve ürünlerin ortalama bir ailenin satın alabileceği kadar ucuz hale gelmesi için yüz yıl daha geçmesi gerekecekti. Günümüzde ise , dolabında konserve ürün olmayan bir ev bulmakta muhtemelen zorlanırsınız.”şeklinde aktarıyor Nicola Temple Son Kullanma Tarihi kitabında.
Geçmiş dönemde zorunlulukların ortaya çıkardığı konserve günümüzde ise gelişmiş ülkelerde başka türlü zorunlulukların getirdiği talebi karşılamayı sürdürüyor. Metropol yaşamının dayattığı daralan vakitler ve seri koşullar ; kapitalizmin getirdiği kısıtlar ile birleşerek konserve tüketimini önemli bir gıda sanayi unsuru haline getirdi.
Konserve ürünlerin yaygınlaştığı , deyim yerindeyse konserve yaşam şekline büründüğü günümüzde , gelenekseli korumayı ve sürdürmeyi başaran şef ve işletmelere ayrı bir hürmet göstermek gerekiyor.
O işletmelerden birisi Kadın kooperatifi. Midilli-Petra’da 1983 yılında yerel kadınların kendi gelirlerini kazanmaları ve daha özgür olmaları amacıyla kadın kooperatif örgütlenmesine yönelik tesis edilmiş son derece keyifli bir işletme. Ülkemizde esnaf lokantalarına benzer bir şekilde pişirilen yemekler tezgahta yerini alıyor.
Öncelikle cacık ve patates kroket sipariş ediyoruz. Cacığın yoğurdu lezzetli. Kroketin içinde kullanılan kimyon ayarı biraz daha iyi olabilirdi. Lezzeti ele geçirmiş biraz.
Musakka ; lazanya görünümlü beşamel soslu. İçerisinde kullanılan soğan ve maydonoz iyi pişmiş.
Et yemeği olarak tercih ettiğimiz etli soğan yahni kıvamında. Eti yumuşak. Karamelize soğan, tarçın ve yenibahar ile dokusunu güçlendirmiş. Çok leziz. Sarma iç harcı kaliteli. İyi bir zeytinyağı kullanılmış.
Şarap soslu ahtapot iyi haşlanmış. Bekleme süresinin de yumuşaklığına katkısı olduğunu düşünüyorum. Sosu biraz tuzlu geldi.
Deniz mahsullü makarnasının diriliği oldukça iyi. Karides ve midye kullanılmış. Malzemeleri taze ve lezzetli.
Sunulan sosislerin hazır olmaması , kasaba yaptırılması memnun eden hususlarda.İç harcı harcı sucuk kıvamlı. Sarımsağı orantılı.
Acı biberli peynirde tuz ayarı iyi değildi.
İri barbun yağını dengeli çekmiş. Balığın yıkandıktan sonra iyice kurutulduğu belli. Taze, etli , gerçekten çok iyi. Kılıç balığı yağlılığı iyi. Aynı gün tezgahtan getirilmiş. Beğendik.
Son olarak tatlılara geçiyoruz. Revani , dinlenince kıvamını bulmuş. Şerbetini çekmemiş. Şekeri dengeli.
İrmik tatlısında ayçiçek ve kabak çekirdeği var. Ortalama bir tatlı.
”Ne kadar rahatsan , her şeyde o kadar iyisindir: sevdiklerinle o kadar iyisindir , düşmanlarınla o kadar iyisindir , işinde o kadar iyisindir , kendinle o kadar iyisindir ”der B.Murray.
Kadın kooperatifi işletmecileri ; ustalığın verdiği rahatlıkla işinde , kendisi ve dolayısıyla müşterileri ile de iyi olanlardan.
Böyle bir sofranın fiyatı özellikle ülkemize göre son derece makul düzeylerde. Rezervasyon yapılmasında yarar var.
Afiyet olsun.
This entry was posted in Uncategorized